Tarihimizde Garip Vakalar: Osmanlı'da Maymun İdamları
- Umut Çetinbaş
- 31 Mar
- 3 dakikada okunur

Hayvanların Türk Töresindeki Yeri
Hayvanlar Türk töresinde önemli bir yere sahiptir, öyle ki kimi Türk boyları ırksal devamlılığı hayvanlar ile açıklamakta ve bazı hayvanlara kutsallık atfetmektedir. Örneğin, Türeyiş Destanı’nda bir bozkurt ön plana çıkmaktadır. Bunun haricinde Selçuklu, Devleti’nin sembolünü çift başlı kartal olarak uygun görmüş ve hayvan motifi Osmanlı padişahı 3. Ahmed, namıdiğer Lale Devri’ne kadar süregelmiştir. Osmanlı Devleti’nin doğal çevreye ve canlılara yaklaşımını inanç ve kültür sistemi belirlemiştir. Nitekim Lale Devri ile beraber hayvan motifi yerini “bitki motifi”ne bırakmıştır.
Osmanlı Devleti’nde özellikle Yavuz Sultan Selim ve 3. Murad devrinde yapılan fetihler neticesiyle elde edilen ganimetlerin yanında İstanbul’a yoğun miktarda maymun ticareti yapılmaya başlanmıştır. 16. yüzyılda İstanbul sokaklarında kediler yerine daha çok maymunlar görülmeye başlanmış ve maymunlar daha çok Osmanlı donanmasında gözcü olarak kullanılırken, büyük pazarlarda evcil maymunlar satılmaya başlanmış ve mal-mülk sahipleri maymunları zenginlik alameti olarak görmüş/kullanmıştır.
Reşad Ekrem Koçu’nun aktardığına göre “Gazi Köprüsü başında, Sokullu Mehmed Paşa Cami, Azap Kapısı Cami civarında da bir sıra maymuncu dükkânları vardı” bu dükkânlarda gemiler için maymun satılmakla beraber, halk için evcil maymun da satılmaktaydı (1). Kemaleddin Ebu Abdullah ed-Demirî’nin aktardığına göre terzilikte görev alan, kuyumculukla uğraşan maymunlardan söz edilmekte, ayrıca bakkallık ve kasaplık gibi işlerde çalışan maymunlar dahi olduğu aktarılmaktadır (2). Gemilerde gözcü olarak çalışan maymunlar mürettebatın parçası sayılmakta maaş ve tatil hakları gibi hakları bulunmaktadır. Ayriyeten saray içinde de görevli olan maymunların bulunduğu rivayet edilir. Bunun haricinde maymunlar alegorik/metaforik birer anlam taşıyıcısı olarak da kullanılmaktadır. Sultan Mehmet Reşat’ın 1. Cihan Harbi’ne katılım kararını eleştirmek için karikatür malzemesi olarak maymun kullanılmıştır.

Osmanlı topraklarında satılan maymunlar, kurnaz insanların ellerinde kötü emeller için kullanılmaktaydı. Maymunların hızları, refleksleri ve de parlak nesnelere olan meraklarını kullanan/fark eden kurnaz insanlar, maymunlara hırsızlık yaptırmaktaydı. 16. yüzyılda hırsızlık için kullanılan maymunlara 21. yüzyılda da rastlamak mümkün: 2018’de çıkan bir habere göre Hindistan’ın Delhi şehrinde 5 bin kişilik maymun çetesinin hırsızlık yaptığı, hatta resmî binalara girip özel dosyaları çaldığı yazmaktadır. 2020 yılında BBC’de yayımlanan bir başka habere göre ise Tayland’da bulunan 8 çiftlikte maymunların hindistan cevizi topladıklarını yazmakta ve de erkek maymunlar günde 1.000 hindistan cevizi toplarken, insanlar günde 80 hindistan cevizi toplayabildiklerini aktarmaktadır (6). Proceedings of the National Academy of Science (PNAS) dergisinde yayımlanan bir araştırma makalesine göre bu zeki hayvanların matematiksel işlemi öğrenip uyguladıkları kanıtlanmıştır.
Maymun İdamları
Üçüncü Murat’ın hocası olan ve daha sonra Rumeli kazaskeri de olacak olan Abdülkerim Efendi, İstanbul’daki tüm maymunları astıracak olmasından mütekellim Maymunkeş olarak anılmaya başlayacak ve “vefatından sonra birçok hayvansever İstanbul’da kutlamalar yapacaktır” (1). Abdülkerim Efendi her vaazında gemilerde gözcülük yapan maymunların, insanoğluna yarardan çok zarar verdiğini, günaha soktuğunu anlatmış ve bir gün maymunlar fuhşa alet olur diye bent okuyarak, camideki cemaati arkasına almış ve maymun ticareti yapan tüm dükkânları basıp, maymunları yakalatıp idam ettirmiştir. Bu galeyan maymunların dul kadınlarla birlikte olma girişmeleri neticesiyle çıkmış ve kadınların-erkeklerin maymunlarla tatmin olması dedikodularıyla başlamıştır. Nitekim o dönem “İstanbul’da dalında maymun sallanmayan tek bir ağaç kalmadığı” rivayet edilir (1). Osmanlı tarihçisi Dursun Gürlek’in aktardığına göre “Hicri 999 yılında İstanbul meydanlarındaki bütün büyük ağaçlar, sanki maymundan meyve vermiş ağaçlara benzemişti. İri maymunlar için özel idam sehpaları bile kurularak cesetleri halka teşhir ediliyordu” (5).

Molla Abdülkerim’in teşvik edici söylemleri neticesiyle cereyan eden bu olay neticesiyle birçok maymun öldürülmüştür. Asılsız dedikoduların cahil kesimde yarattığı etkiye bir diğer örnek ise 1730 yılında Lale Devri’nin son bulması sonrası yaşanmıştır. “Avokadonun timsah ile ağacın ilişkiye girmesi sonucu oluştuğuna” dair bir dedikodu ortaya atılmış ve tüm avokado ağaçları ateşe verilmiştir. Nitekim avokadonun tekrar ülkemize girişi ancak 250 yıl sonra olabilmiştir.
KAYNAKÇA:
1) Koçu RE. Tarihimizde Garip Vakalar. Doğan Kitap, 1951.
2) Bakırcı ÇM. (2016). 3. Murat Zamanında İstanbul'daki Maymunların İdam Edilmesi. Erişim adresi: https://evrimagaci.org/s/4691 (Erişim tarihi: 26.01.2025).
3) Cansız D. II. Meşrutiyet döneminde hayvan hakları (1908-1918). Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi (UTAD) / The Journal of International History Researches 2021;5(2):261-87.
4) Kivvon. Osmanlı’da idam edilen maymunlar. (t.y.). Erişim adresi: https://www.kivvon.com/tr/aperatif/osmanli-da-idam-edilen-maymunlar (Erişim tarihi: 24.01.2025).
5) Avşar E. (2023). Osmanlı’da bir garip olaylar: Timsahla Ağacın Cimasından, İstanbul’da Maymun Katline. Erişim adresi: https://www.uluturktarih.com/makale/osmanlı-da-bir-garip-olaylar-timsahla-ağacın-cimasından-i-stanbul-da-maymun-katline
6) BBC. Haberler. Erişim adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53285668 (Erişim adresi: 27.01.2025).
Comentários