top of page

Dünyadan Aşağı Kitap İncelemesi

Gaye Boralıoğlu'nun Yazdığı Dünyadan Aşağı Kitabı.
Gaye Boralıoğlu'nun Yazdığı Dünyadan Aşağı Kitabı

Gaye Boralıoğlu'nun Dünyadan Aşağı Kitabı Hakkında


Gaye Boralıoğlu tarafından yazılan, 2018 yılında ilk baskısının yapıldığı bu kitap hakkında konuşmak biraz zor fakat daha zor olan bir şey varsa o da konuşmamak. Yalnızlık, erkeklik, babalık, evlatlık, kocalık, ihanet gibi birçok olguya 275 sayfa içinde yer verilen bu kitapta, yazarımız bütün hünerlerini göstermiş. Fakat bir karakter var ki yazarımız tüm marifetini onda ortaya sermiş sanki. Kendisi konuşulmayı, göz önünde bulunmayı sevenlerden.


Kendisine koca bir kitap yazılan bu karakterimize, ben de bu minik inceleme yazımda yer vermek istedim, beni daha önceki Sıcak Kafa roman incelemesi yazımdan da hatırlıyorsunuzdur zaten: Dünyadan Aşağı kitap inceleme yazıma hepiniz hoş geldiniz!



1. Kısım: Hatalardan Ders Çıkarmak!


‘Kadınlar değişebilen erkekleri sever. Nihan beni sevecek’. (s.38)


İnsan ansızın karar verir değişmeye. Bir vakit olduğunuz kişi size olmamanız gereken gibi görünür. Öyle sanırsınız. Hilmi Aydın da böyle sanmış olacak ki romanımızın başında büyük bir değişim motivasyonu içinde görüyoruz onu. Başta Nihan’a kendini affettirecek, eksiklerini telafi edecek, cennete gitmek için çabalayacak, ahlaklı, dürüst bir yaşam sürecekti. Tüm bu abartılı isteklerinin ardından ne yazık ki eli boş dönüyor. Kurnaz aklı ve tabiatı taş koyuyor yoluna.


Nihan’a kendini affettirecekken kendinden daha da soğutuyor. İnanmadığı dini öğütleri aklında oturtamıyor. Yalan söylemeye devam ediyor, üstüne hırsızlık bile yapıyor. Nihan’ı çıkardığı yemekte Mine ile tanışmaları ve akabinde gerçekleşen olaylar için yalanlar söylemeye devam ediyor. Ali Cemal’i küçük düşürüyor. Şair bozuntusu diye dalga geçiyor. Aldığı ödülü ödül gibi görmüyor. Ali Cemal’in kitabının ismiyle dalga geçiyor. Bırakın değişmeyi, aksine geriliyor.



2. Kısım: Kronik Aldatma


‘Her erkek yapar da söylemez. Söylemek zorunda da değildir. Sen yürü, devam et’. (s.63)


Aldatma davranışı çeşitli boyutlarda incelenebilir: Fiziksel, duygusal, zihinsel, dijital ve mikro aldatma davranışı, nedenleri ve sonuçları çiftten çifte göre değişiklik gösterebilir (2). Toplumumuzda yaygın olan ‘bir kere yapan bir daha yapar’ ifadesi doğru olabileceği gibi yanlış da olabilir. Literatürde kronik aldatma olarak tanımlanan bu durum, kişinin devamlı olarak aldatma davranışına devam etmesidir. Hilmi için de bu durum geçerlidir. Kendisi Mine ile defa kez görüşüyor, buluşuyor, cinsel birliktelik yaşıyor. Eşinden bu durumu saklıyor, sürekli olarak yalan söylüyor. Kendisi Mine’yi bir daha görmeyeceğine dair yeminler etse de Mine’yi her gördüğünde eşini aldatmaya devam ediyor.


Psikolojik açıdan aldatma olgusunu incelediğimizde, cinsiyetler arasında aldatmanın içeriğinin farklılıklar gösterdiğini gözlemliyoruz. Kadınların aldatma nedenleri arasında birkaç önemli unsur öne çıkmaktadır. Duygusal tatmin eksikliği, yeni ve farklı heyecan arayışı, cinsel tatminsizlik, özgüveni artırma ihtiyacı, partnerlerinden daha yüksek bir statüde biriyle olma isteği ve ev sorumluluklarından kaçma arzusu gibi etkenler, bu davranışa yönelmelerinde etkili olmaktadır (4).


Erkeklerde aldatma davranışları, birkaç farklı faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkmaktadır. İlişkilerinin istedikleri gibi ilerlememesi, karşılarındaki kişilerin arzu ve egolarını besleme ihtiyacı, yeni heyecanlar ve farklılıklar arayışı gibi unsurlar etkilidir. Ayrıca, çevrelerinde ciddi bir ilişki kurmak istemeyen kadınların varlığı, karşı tarafın cazibesine kapılmalarına ve anlık doyum arayışlarına yol açabilir. Son olarak, zaman zaman intikam duyguları da erkeklerin sadakatini sarsan bir etken haline gelebilir (3). Hilmi Aydın’da da bunları görüyoruz. Kendisi Mine’nin cazibesine kapılıyor. Dükkandaki işler yüzünden kaçan keyfinden ve dertlerinden Mine ile kurtuluyor. Mine’nin hayatını kurtardığı için kendisini iyi bir adam görüyor. Onu boğulmaktan kurtarınca kendisinin kahramanı olduğunu düşünüyor ve egosunu tatmin ediyor.


Birbirine Bağlanmak.
Bağlanmak


3. Kısım: Babamız ve Bağlanma Stilimiz


‘’Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu’’. (Özge Dirik)


Kitabın ortalarına doğru Hilmi’nin babasıyla olan ilişkilerine değiniliyor. Otoriter, iş hayatında oldukça başarılı olan bu babamız, ‘’baba olmak’’ konusunda pek başarılı değil. Çocuğunun üstünde derin bir baskı yaratan bu baba, yazdığı kitapta buna değiniyor ve biz hem Hilmi’nin hem de babasının bakış açısıyla kitabı okumaya devam ediyoruz. Bu durumu bağlanma stili özelinde de açıklamak isterim:


Literatürde dört çeşit bağlanma vardır. Bunlar güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma, kaçıngan bağlanma, düzensiz bağlanma olarak geçer (1). Hilmi’nin durumunu ele aldığımızda, düzensiz ebeveyn stili, bakım verenin olması gereken zamanlarda olmayışı gibi faktörler kaygılı bağlanmayı çağrıştırır. Yetişkin hayatında ise bunun emarelerini daha belirgin bir şekilde görürüz. Hasta olduğunda aşırı ilgi isteme, doktorları suçlama, evliliği devam ederken başka bir kadınla duygusal ilişki yürütme, iş hayatında sorun çıktığında çok ani ve çok kolay bir şekilde vazgeçebilme, yalnızlığa dayanamama, yalnız kalınca aşırı endişeli birine dönüşme gibi davranışlar Hilmi’nin kaygılı bağlandığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Yazarın dili ile zenginleşen, iç monologlardan anladığımız tüm o cümleler bir yapboz gibi oturuyor. Hilmi’nin çırpınışları, zaman zaman yakarışları, susamayışları, hep işleri yokuşa sürüşleri… Aynı çizgiyi kitabımızın sonunda öğrendiğimiz baba oğul ilişkisinde de gözlemliyoruz aslında. Oğluyla ilgilenmeyişi, küçümseyişi, özür bile dilemeyişi… Tüm bu bilgileri topladığımızda Hilmi ile kaygılı bağlanmayı görünmez iplerle birbirine bağlayabiliyoruz.



4.Kısım: Hilmi Dünyadan Aşağı Düşüyor


Dünya, Arapçada ''alçak olan yer'' demektir. Bu sebeple dünyaya gelinmez, düşülür denir. Kitabımıza ismini veren aşağı ise bildiğimiz aşağı, görece alçak yerde bulunan demektir. Kitap boyunca Hilmi’nin düşüşünü okuduk. Ne zaman bir ışık gördü tam tırmanacak, daha da sert düştü Hilmi. Bu inceleme yazımı tam da böyle düşünen herkesi duyumsayarak noktalamak istiyorum ben de. Yaşam tam olarak da hiçbir suçunuz olmadığında vurur sizi. Affetmek, bu vuruşun tekrar olmayacağının temennisini hissetmektir. Hilmi sadece kendini değil, arkasındakilerin de ifade kabiliyetini çalmış olmalı. Nereye götürdü bilinmez ama bir gün ait oldukları yere gelmesi ümidiyle diyor, incelememi manidar bir alıntıyla sonlandırıyorum.


‘Ancak ifade kabiliyeti olan insan kendine dayanır’. (s.149)




KAYNAKÇA:

(1) Çankaya, U. K. P. T. (2022, February 18). Bağlanma Stilleri Nelerdir? Bağlanma Stilleri ve Romantik İlişkilere Etkisi. Hiwell. https://www.hiwellapp.com/blog/baglanma-stilleri-nelerdir-iliskilerimizi-nasil-etkiler


(2) Gökçe, A. (2022, September 20). Aldatma / Aldatılma Üzerine- Psikolog & Uzm. Aile Danışmanı Irmak Seyhan Gökçe. Psikolog & Uzman Aile Danışmanı IRMAK SEYHAN © 2022 Tüm Hakları Saklıdır. https://www.psikologirmakseyhan.com/tr/aldatma-aldatilma-uzerine/


(3) Norment, L. (1998). Infidelity: Why men cheat. Ebony, 54.


(4) Norment, L. (1998). Infidelity II Why cheat. Ebony, 148.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Image by Pavel Aminov

Sosyal Medyada

Mucizelere Tanık Olabilirsiniz

  • Instagram
  • LinkedIn
  • Twitter

Mucizelere İnan

Gerçek Olsunlar

Her alandan yazarların buluştuğu Mucize Dergi'de hikayeler, makaleler ve ilham dolu içeriklere göz atın. Kendi yazınızı payla

© 2025 by Mucize Dergi

Image by Andrew Neel

Yolculuğumuza Siz de Dahil Olun!

Mucize Dergi’de her fikir değerli, her ses duyuluyor. Aramıza katılın ve bu yolculukta birlikte yürüyelim!

Aramıza Katıldığınız için Teşekkürler :)

bottom of page