Sen Ölmedin, Bizimkisi Sadece Hasret
- Tuğra Çakın

- 5 gün önce
- 2 dakikada okunur

10 Kasım: Atatürk'ü En Çok Anladığımız Gün
Atatürk'ü anlamak ve anmak zorundayız. Bugün geçmişten günümüze kadar güncelliğini koruyabilen özellikle de bu kadar hızlı değişimlerin, güncelleştirmelerin olduğu bir çağda hala söyledikleriyle, düşündükleriyle ve öğütleriyle bu kadar hızla değişen ve dönüşen dünyada onun dediklerini, bizi uyardığı nasihatlerindeki konuların sorunlarıyla baş ederken buluyoruz kendimizi.
Meselemiz siyaset veya politika değil. Günümüzde Dünya'nın pek çok yerinde saygıyla anılan bir liderimiz varken bununla övünenlerin azınlıkta kalması geleceğimiz adına pek umut vaat etmiyor.. Sağ veya sol ülkücü veya sosyalist bu işin pek bir ayrımı yok aslında. Altında bulunduğumuz bu bayrağın, konuştuğumuz bu dilin, sahip olduğumuz isimlerin bir köşesinde sevdiklerimizin yaşadığı bu vilayetin tümünü ona ve ona eşlik eden arkadaşlarına borçluyuz. Biz o kadar kötü borçlularız ki, bize böylesi bir avansı, şansı sunan bir lidere, bizi düşünen, yaşayacağımız ve karşı karşıya kalacağımız sorunları çok çok önceden bizlere öğütlemiş bu lidere laf edebilecek, onu kötüleyebilecek cüreti kendimizde görebiliyoruz. Ne utanç verici...
Ancak iyi şeyler var... Bu yıl 1 milyondan fazla insan ziyaret etti kabrini. Her sene birkaç kez ben de giderim. Gerek atmosferi gerek milli değerleri kanımızda hala yaşatıyor olmanın verdiği o manevi huzur hala bağımsız bir millet olmanın gururunu yaşamak... Tarihi kelime kelime harf harf yazabilmiş olmanın verdiği güç ve boyun eğmemek asla her baskıya. Bunları hatırlatır bana Anıtkabir.
Atatürk'ü Anmıyor, Anlıyoruz
Bazılarının bir Anıtkabir'i olmayacak ama bir nefermiş gibi de yaşayacaklar. Ey sevgili kardeşim, abim, ablam, dostum, gelecekteki eşim, gelecekteki çocuklarım çalışmak ve yaşatmak zorundayız. Bunu ben demiyorum bunu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk diyor. "Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini kaybederler" ne kadar günümüzün sorunu değil mi?
Düşlediğimiz rahatlığa rahatımız bozulmadan ulaşmak istediğimiz bir çağın içerisinde ne düşündüklerimizin önemi ne de hak hukukumuzun geçerliliği kaldı. Bugün 10 Kasım. Bize geçmişten günümüze nasihatler taşımış pek çok ülkede iz bırakmış, büstü dikilmiş, eşitliği, adaleti, eğitimi, sanatı aşılamış bir liderin bu dünyadan göçüp gidişinin yıl dönümü. Onun ışığında ve izinde olmanın karanlığı aydınlattığı bir gerçek.
Ata'mıza ve Fikirlerine Sadık Kalacağız
Onu yaşatmak, sevdiklerimizi korumak, ülkemizin refahı için birileri buna engel oluyorsa dahi bunun için çalışmak ve üretmek zorundayız. Bir davaya hizmet etmeli ömrümüz, bir adanmışlığı anlatmalı hikayemiz. Bize böyle aşıladı Atatürk. Ben Cumhuriyet çocuğuyum. Onun ilkeleri, onun izlerini taşırım ruhumda bugün 10 Kasım ve liderim demiş ki zamanında; "Bir hayat ki, büyük bir davaya, milli bir ideale hizmet etmiyor, o hayatın ne kıymeti vardır?
Hayatı kıymetli yapan şey onun için verdiğimiz mücadele, onun için gösterilen adanmışlıklar olduğunu hatırlatır. Böylesi bir liderin kalpteki yerinin baki olmasını temenni eder, fikirlerine değer verilip, söylediklerinin üzerine düşünülen, unutturmaya çalışanlara inat yaşatıldığı, emeğimizi hiç edenlere inat çalıştığımız, haysiyetimizi ve hukukumuzu kaybettirmek isteyenlere inat mücadelemizi sürdürdüğümüz bir hayat dilerim.
Onu ve onun kurduğu bu ülkeyi yaşatıyor olmanın mutluluğu ama onu görememiş olmanın hüznüyle Saygıyla ve Rahmetle Anıyoruz.




Yorumlar