top of page

Mitlerin Kısa Tarihi ve Anlam Arayışı

Karen Armstrong - Mitlerin Kısa Tarihi Kitabının Yazarı
Karen Armstrong - Mitlerin Kısa Tarihi Kitabının Yazarı

Karen Armstrong Mitlerin Kısa Tarihi Kitap İncelemesi


Armstrong söz konusu kitabında; tarihsel bakımdan insanlığın evrimini ve  mitler yoluyla bağdaşmasını anlatmaktadır. Kitapta bahsi geçen mitler, efsaneden çok insanın deneyimini temsil etmekte ve toplumun anlam arayışına ışık olmaktadır. Mitlerin insanlık tarihi boyunca farklı dönemlerde farklı işlevleri olduğunu, toplumsal değişimlere nasıl uyum sağladığını tahlil eden yazar, mitlerin bireysel ve kolektif insan ruhunun yansıması olduğunu eserin her sayfasında vurgulayarak mitlerin insanlık tarihinde bir “anlam arayışı” olduğunu anlatır.


Yazarın deyimiyle “Mitler, yaşamlarımıza yansıyan ve onlara biçim veren evrensel ve zamanı belirsiz öykülerdir. İsteklerimizi, korkularımızı, özlemlerimizi irdeler, bize insan olmanın anlamını anımsatan anlatılar sunar.” (s.6).


Mit Nedir?


Karen Armstrong, tarihsel süreklilikte insanlığın geçirdiği evrimsel başkalaşımı mitleri tahlil ederek ele alır ve çalışmasını başlıklar altında etüt eder. “Mit Nedir?” bölümünde insanlığın diğer canlılardan farklı olarak bir anlam arayışında oluşu ve bu anlam arayışını mitler aracılığıyla somutlaştırdığı ifade edilir. Bu bölümde hayvan ile insan anlam arayışı çerçevesinde kıyaslanır. Yapılan bu kıyaslamanın bir cümlede özetlenmesi gerekirse o cümle “hayvanlar birbirlerinin ölümünü seyretseler de bu konuya pek kafa yormazlar” (s.7) cümlesi olabilir. Ayrıca yapılan son araştırmalara göre bazı hayvanların, vefat eden kendi türünden diğer hayvanlara karşı bazı tutumlar sergilediği öğrenilmiştir. Fil, karga, şempanze ve böcek gibi hayvanların ölen türlerine karşı davranış değişikliklerin de bulunduğu gözlemlenmiştir. Nitekim Armstrong metnin devamında “bildiğimiz kadarıyla” (s.7) diyerek bilimin her zaman değişebileceğine gönderme yapmıştır.


İnsanı hayvandan ayıran en önemli unsurun hayal gücü olduğunu yazan Armstrong, mitlerin de hayal gücü ile şekillendiğini dile getirmektedir. “Bize gözümüzün önünde durmayan ve ilk algıladığımızda nesnel varlığı olmayan bir şeyi düşünme olanağı sağlayan hayal gücüne sahibiz. Hayal gücü dinleri ve mitolojiyi üreten bir yetenektir” (s.8). İlk insan türlerinden olan Neandertal’lerden itibaren mitlerin ölüm ve varoluşsal sorunlarla başa çıktığını vurgulaya Armstrong, “mitoloji/mitler insanın içinde yaşadığı sorunlu durumla baş edebilmesine yardım etmek üzere kurgulanmıştır” (s.10) diyerek deneyimlerde bulunan ve bilinmeyeni anlamlandırma aracı olarak, mitlerin işlevselliğinden bahseder. Buna ek olarak mitler “gerçeklere dayalı bilgi verdiği için değil, etkili olduğu için gerçektir” (s.12) ve şu anki sistemin mihenk taşıdır.


Karen Armstrong'un Yazdığı Mitlerin Kısa Tarihi Kitabının Arka Yüzü
Karen Armstrong'un Yazdığı Mitlerin Kısa Tarihi Kitabının Arka Yüzü

Paleolitik Çağ: Avcı Toplumların Mitolojisi (MÖ yaklaşık 20.000-8.000) bölümünde bahsi geçen ilk insan türlerinin özelliklerinin kazanılmasında mitsel anlatılarının önemi vurgulanmaktadır. Nitekim insanların “avlarını öldürmek ve çevrelerini bir ölçüde olsun denetim altında tutmak için geliştirdikleri avlanma silahları ve becerileri sayesinde sağ kalmalarında mitolojinin önemi büyüktür” (s.15). Toplumlar içerisinde ortak mitlerden bahseden Armstrong “yitik cennet miti” örneğini vererek, insanoğlunun ortak mitsel paydaşlığından söz eder. Esasında yitik cennet miti ile anlatılmak istenen bir zamanlar tanrıya yakın bir yerde insanın yaşadığı ve sonra sürgün edildiğidir.


Toplumlar hayatlarını idame ettirme noktasında “her şey için kutsallık atfederlerdi” (s.17) bu kutsallığın altında yatan şey ise kutsallaştıran ötekilik özelliğidir. “Paleolitik çağa dayanan mitlerden bazıları, insanlarda ilk kez tanrısallık kavramını uyandırdığı düşünülen gökyüzüyle ilişkilendirilmiştir” (s.18). Doğa ile uyum ve bağ insanlığın yaşamsal döngüselliği adlandırmasını sağlamıştır. Neolitik Çağ tarımın gelişmesi ile birlikte mitlerin bereket ve doğa olayları aracılığıyla yeni anlamlar kazandığı çağdır. Nitekim tarım ile başlayan yerleşik hayat ve tanrısallık düşüncelerindeki değişim, insanları “toprak ana” kavramına itmiştir.


Neolitik Çağ bölümünden sonra gelen İlk Uygarlıklar, Eksenel Çağ, Eksenel Çağ Sonrası ve Büyük Batı Dönüşümü bölümleri aslında mitlerin tarihselliği içerisindeki evrimsel sürekliliğini anlatmakta ve bu sürekliliği bölümler aracılığıyla etüt etmektedir. Mezopotamya özelinde ilk olarak M.Ö kurulmaya başlanan uygarlıklar neticesi ile insanlar çok büyük başarılara imza atmakla kalmayıp bilimi de kullanmaya başlamışlardır. Birçok uygarlık yok olup silinse de insanlar bilinç kazanmış ve bu bilinç kitabın diğer bölümlerinde örnekler aracılığıyla gösterilmiştir. Bu bilinç ışığında bilimi kullanmak, yazıyı bulmak, hesaplamalar yapmak diğer kuşaklara armağan edilen bir bilgi kümelenmesidir. Neticede Armstrong’un da dediği gibi “her gelişim kendinden öncekini kaldırmayı gerektirir” (s.43) bu kaldırmayı önlemek ve gelecek kuşaklara miras bırakmak da bilinçli ellerin bilimi kullanması ile gerçekleşir.


Armstrong Eksenel Çağ ve Modernite bölümünde geçen eski düşsel hikayelerin/mitlerin modern çağ ile beraber nüfuz kaybettiğini ve bilimsel düşüncenin mitolojiyi geri planda bırakması sonucu insanda bir boşluğun zuhur ettiğini ifade eder. İlk insandan beri zihniyet kodlarının devamı şeklinde bizimle gelen “anlamlandırma ve arayış” arzumuz, değişen toplumsal koşullara uyum sağlamış ve ders çıkarmamıza olanak tanımıştır. Örneğin Mezopotamya mitolojisinde önemli bir yere sahip olan “Gılgamış’ta kendi deneyimlerinden ders çıkarmıştır” (s.53). Buna mukabil eğitimsiz, “yeteneksiz bireylerin deneyimi kitlesel isteriye, akıl sağlığına yol açabilir” (s.89) ifadesiyle de bilinçli bir eğitimin ne kadar önemli olduğu vurgulanmıştır. Armstrong’un Mitlerin Kısa Tarihi isimli bu eseri mitleri sadece yalın bir anlatı geleneği olarak değil, insanlık tarihindeki köklü bir bileşen olarak ele almaktadır. Bahsi geçen mitler birey ve toplum üzerindeki psikolojik etkiyi açıklamaya yönelik bir davet niteliğindedir.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Image by Pavel Aminov

Sosyal Medyada

Mucizelere Tanık Olabilirsiniz

  • Instagram
  • LinkedIn
  • Twitter

Mucizelere İnan

Gerçek Olsunlar

Her alandan yazarların buluştuğu Mucize Dergi'de hikayeler, makaleler ve ilham dolu içeriklere göz atın. Kendi yazınızı payla

© 2025 by Mucize Dergi

Image by Andrew Neel

Yolculuğumuza Siz de Dahil Olun!

Mucize Dergi’de her fikir değerli, her ses duyuluyor. Aramıza katılın ve bu yolculukta birlikte yürüyelim!

Aramıza Katıldığınız için Teşekkürler :)

bottom of page