top of page

Orange Blossom Dinlediğimde Hissettiklerim


Orange Blossom müzik grubu.
Orange Blossom

Dinlemek ve Yaşadığımız Duygular


Bazen biz gerçek değiliz, bazen bizden başka gerçek mümkün değil. Acı duyduğumuz anlarda, sevinç ya da keder duyduğumuz anlarda değişmeyen bir şey var; ne olursa olsun bir şey duyuyor olmamızın kendisi. Bana kalırsa duygu dediğimiz şey tam olarak bu.


Duyguyu çeşitli isimler altında parça pinçik edebiliriz. Hangi isim altında duyguyu yaşarsak yaşayalım aslında tek bir şeyi yaşıyoruz. Beklenti duygusu diyoruz bazen ona, bazen korku, bazen öfke, bazen sevinç… Ve bu böylece devam ediyor. İsimler değişiyor, her isimde duygunun anlamı da değişiyor. Sevinç dediğimizde başka bir şey oluyor, korku dediğimizde başka bir şey, beklenti dediğimizde başka bir şey ama aslında biraz altını kazırsak bütün duygularımızın tek bir şeyin dönüşümlerinden ibaret olduğunu anlıyoruz.


Korku içinde beklentiyi, beklenti içinde sevinci, sevinç içinde öfkeyi bulabiliyoruz. “Belki de henüz kendimizi sadece o isimler altında bulabiliyoruz.”


Bir çocuğun anlamsız hareketlerinin ardında “Anne, baba, bakın; ben bir şey oldum. Anne, baba ben ne oldum, söyleyin bana”, çırpınışlarının olması gibi. Kendini henüz ifade edemeyen bir bebeğin ihtiyaç duyduğu şeyi anlatabilmek için ağlaması gibi. Bir bebek her ağladığında ağzına biberon ya da emzik veriliyorsa, gazı olduğu düşüncesiyle omza yatırılıp sırtı sıvazlanıyorsa, dışkıladığı düşünülerek bezi kontrol ediliyorsa ve daha da kötüsü huzursuzluğunun giderilmesi için her defasında işe yaraması beklenen bir yöntem arayışı içine giriliyorsa o bebeğin böyle bir ilgi içinde büyümesi olanaklı olur mu? Evet, yaş alması sağlanabilir ama o bebeği büyütecek şey ilk elden ebeveynlerinin onunla kurduğu ilişkidir.


Kuran-ı Kerîm’in iniş sırasına göre ikinci ayeti şöyle der: “Halakal insane min alak.” Dinayet İşleri Başkanlığının sitesine göre ayetin Türkçesi şudur: “O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır.” Parantez içinde “asılıp tutunan zigota” biçiminde açıklanan “alak” sözcüğü, dilimizde alaka olarak kullanılan bir sözcüktür ve kullanım anlamı da ilgidir. Ayeti hiçbir açıklamaya maruz bırakmaksızın okuduğumuzda ayetin Türkçesi şudur: “O, insanı ilgiden yarattı.”


Evet, bedenden doğan bedendir ama insan sadece beden değildir. Kaygusuz Abdal’ın meşhur şiirinde söylediği gibi “âdem manaya derler; suret ile kaş değil.” İnsanı herhangi bir canlıdan ayıran şey bu manadır. Bu mana ise doğan bedende verili değildir. Mana, insanlar arası ilişkide, o ilişkinin en yalın hâli olan ilgide aranmalıdır.


Annesini taklit eden bir çocuk.
Taklit Etmek

Büyüdükçe Taklide Sığınmak


Şöyle bir düşünelim: Büyüdükçe insanın duygu yükü artar. İnsan büyüdükçe hayattan ne istediğini bilememe hâlleri yaşamaktadır. Bu hâllerden kaçınmak için neredeyse zorunlu olarak taklide sığınır çünkü bebekliğinden beri onunla kurulan ilişki modeli budur. Her ağladığında ona bir kaçınma formulü bulunmuştur. O da ebeveynlerinin onunla kurduğu bu ilişki modelini kendiyle ilişkisinde geçerli kabul etmektedir. Bu kabulle birlikte o, içgörüsünün duygulanımlar aracılığıyla ona yansıttığı her sorunu kaçınma modeliyle çözmeye, bir biçimde kendisinden kaçınmaya yönelir. Babası ne yapmıştır? Çalışmış, para kazanmış, kazandığı parayla ev almış, araba almış, evlenmiştir. O zaman o da öyle yapmalıdır. Ebeveynler bu noktada birer rol modelidir ve toplumsal ilişkiler ağı içinde kabul görmüş olmaları, büyüme süreci içindeki kişinin de onları taklit etmesini kolaylaştırmaktadır. Bu şu anlama gelir: Birey, kendi zevklerinin arayışında olmayacak kadar kaçınma ilişki modeline ardıl ilişki modelleri geliştirmiştir.


Ebeveynlerimiz bile olsa, başkalarının bizimle kurduğu ilişkiler, bizim kendimizle kuracağımız ilişkinin a priori (önsel – kurucu) modelleri olmamalıdır çünkü böyle bir durumda özgünlükten, özgünlüğün olmadığı bir yerde de özgürleştirici edimden söz edemeyiz. Özgürleştirici edim yoksa “Ben kimim?” sorusunu cevaplamak, hatta varlığı bir zorunluluk olan bu soruyu kendimize sorma cesaretine sahip olmak mümkün değildir.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Sarma Dergileri

Sosyal Medyada

Mucizelere Tanık Olabilirsiniz

  • Instagram
  • LinkedIn
  • Twitter

Mucizelere İnan

Gerçek Olsunlar

Her alandan yazarların buluştuğu Mucize Dergi'de hikayeler, makaleler ve ilham dolu içeriklere göz atın. Kendi yazınızı payla

© 2025 by Mucize Dergi

Moda yayılır

Yolculuğumuza Siz de Dahil Olun!

Mucize Dergi’de her fikir değerli, her ses duyuluyor. Aramıza katılın ve bu yolculukta birlikte yürüyelim!

Aramıza Katıldığınız için Teşekkürler :)

bottom of page