Wicked Film İncelemesi (2024)
- Oktay Coşkun

- 3 Oca
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Oca

Wicked 2024'ün En Büyük Başarısı Mı?
2024’ün son günlerinde birbirinden iddialı yapımlar beyaz perdede boy gösterdi. Aralarında en iddialısı ise hiç şüpesiz Wicked filmiydi. Vizyona girdiği andan itibaren gerek cast seçimleri gerek bütçesi gerekse set olayları ile gündemi bir hayli meşgul etti. Peki Wicked, gerçekten de adından söz ettirecek kadar iyi miydi?
Öncelikle filmin iki bölümden oluştuğunun altını çizerek başlayalım. Şu an vizyonda olan filmin ilk bölümü. Bu ilk bölüm izleyip bitirdiğinizde sanki bir şeylerin havada kaldığını hissediyorsunuz ancak bu, anlamsız bir yarım kalış değil. Wicked, aslında bu sona eriş biçimiyle filmin 21 Kasım 2025’te vizyona girmesi planlanan ikinci bölümüne hazırlıyor bizleri.
Ariana Grande’nin filmdeki Glinda karakterini canlandırmak üzere seçilmesi açıkçası benim için biraz kuşku vericiydi ancak Grande, filmde kesinlikle mükemmel bir performans sergilemiş. Filmi izlerken karakterler arasında, gerçek hayattan sıyrılmayı ve rolünü üstüne giyinmeyi başaramamış bir pop yıldızı göreceğimden oldukça korkuyordum. Grande, performansıyla hepimizi şaşırtarak orada büsbütün Glinda olarak karşımıza çıktı ve düşüncelerimi haksız çıkardı.
Filmdeki şarkıları seslendirirken onların orijinallerine sadık kalması ve kendi tarzı hip hopa şarkılarda pek de şans tanımamış olmasını, Ariana’nın kişisel başarısı olarak görüyorum diyebilirim. Olması gerektiği gibi filmde Ariana’yı değil, Glinda’yı oynadığının farkına varabildiğini bizlere yansıtmayı başarmış. Glinda karakterinde zaman zaman, ünlü pop yıldızının Nickelodeon dizisi Victorious’ta canlandırdığı Cat karakterindeki gibi ufak benzerlikler gördüğümü de söyleyebilirim ancak Glinda ile Cat karakterleri birbirlerine paralel bir düzlemde oldukları için bu durum beni çok da rahatsız etmedi açıkçası. Yeşil Cadı’yı oynayan Cynthia Erivo ise beni inanılmaz etkiledi. Mimikleri ve sesini kullanarak verilmek istenilen duyguları o kadar şiddetli yansıtmış ki, filmde onun odak noktası olmadığı anlarda bile gözümü ondan alamadım. Ariana ile öyle güzel bir enerji yakalamışlar ki, birbirlerine olan sevgilerini filmde çok iyi bir şekilde yansıtmışlar.

Grande ve Erivo uyumunu göz önüne alarak gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim, oyuncu seçimleri gayet yerinde. Filmde hiçbir karakter sırıtmıyor. Film göz açıp kapayıncaya kadar akıp gidiyor. Wicked ayrıca, 2025’in sonlarına doğru vizyona girecek ikinci bölümün sonunda olacakları ilk filmin başında göstererek geçmişe uzanan bir yolculuğa götürüyor bizleri. Wicked Part II’de Yeşil Cadı olarak karşımıza çıkacak Elphaba ile Glinda’nın nasıl tanıştıkları anlatılıyor. Elphaba’nın hayatı, ailesi tarafından zorbalığa maruz kalışı, sırf bu sebeple kendini lanetli olarak görüşü ince ince işlenmiş. Gerçeküstü güçlere sahip olduğu anlaşılınca, kendisine destek olduğunu sandığı insanlar tarafından bile manipüle edilebileceği gözler önüne serilmiş. Anlayacağınız, hiçbir şekilde rayına oturmamış bir hayatı ve her şeyin yoluna gireceğini düşündüğü en umutlu anlarında bile hayal kırıklıkları ile baş başa olan bir kızı izliyoruz filmde.
Bütün bunların yanında; Glinda’nın popülerliği, yardımseverliği, ukala ama sevimli tavrı, hırsları, aşkı ve edindiği güzel dostlukları barındırdığı dünyasından sonra, Zümrüt Şehir’in en kudretli büyücüsü Oz’un yanında buluyoruz kendimizi.
Wicked’ın başlangıcındaki bir geçiş sahnesinde çok kısa bir süre de olsa Dorothy, Korkak Aslan, Teneke Adam ve Korkuluk’u görebilme imkânımız oluyor.
Gelelim filmin en çok konuşulması gereken yanına, yani müzikal içeriğine... Oyuncuların insanüstü bir performans sergileyerek yeniden seslendirdikleri eski şarkılar, nostaljiyi günümüz modern müzik anlayışı ile birleştirerek bizleri filmin bir parçası hâline getirmekte hiç zorlanmamış. Özellikle “Popular” ve “Defying Gravity” adlı şarkılar, müzikal altyapısı ile büyük ve özenli bir hazırlığın ürünü olduklarını bizlere kanıtlıyor. Wicked, kulağa hitap ettiği kadar, gözleri de ihmal etmiyor. Film, görsel efektleri ile göz doldurmuş. Sahnelerin büyük bir çoğunluğu -filmin başındaki köy, Büyücü Oz’a giderken binilen Tren- büyük bir maddi bütçenin ürünü olarak gerçek hayatta inşa edilmiş. İnşa edilen film platosundaki gerçekçiliğe, görsel efektler de eşlik ediyor.
Sonuç itibariyle Wicked Part I, birçok yönüyle izleyenleri tatmin ediyor. Sadece uzun metraja pek sıcak bakmayanlar için kötü bir haber verebilirim: Film yaklaşık 3 saat sürüyor. Filmin süresi dışında konu edilebilecek negatif bir yanı olmadığını düşünüyorum.
Ben, Wicked’ın 2024’ün en başarılı filmlerinden biri olmayı başardığını düşünüyorum. Bilindiği üzere film zaten dünya gişe tarihinin en yüksek hasılat elde eden Broadway uyarlaması oldu bile. Wicked, 2008 yapımı 611 milyon dolar hasılatlı Mamma Mia’yı geride bırakarak 634 milyon dolar gişe hasılatıyla bir numaraya yükseldi. Özellikle Joker 2 müzikalinden sonra bu film, adeta bir ilaç gibi geldi.
Filmin fragmanını izlemek isteyenler için: https://www.youtube.com/watch?v=6COmYeLsz4c




Yorumlar