Eski Çağ’da Teknoloji Üzerine Değerlendirme

Eski Çağ'da Teknoloji

Eski Çağ'da Teknoloji

Eski Çağ insan toplulukları içinde güç faktörünün “insan” olduğu görülmektedir. Böylelikle yapı işlerinde çalışan alt tabaka insanlar, günümüze kıyasla oldukça basit aletlerle çalışıp mükemmel yapılar ortaya koymuşlardır. Günümüz teknolojisi baz alındığında bahsi geçen “basit aletler” o çağın insanlarının ileri teknolojisini teşkil etmektedir. Günümüz yapı aletlerinin kullanıldığı ve ilk inşaat sistematiğinin Antik Mısır’da ortaya çıkmış olması, kimya ve tıp alanı gelişimiyle doğrudan orantılıdır. Antik Çağ Tıp Kültürü üzerine değerlendirme yaptığım yazımı inceleyerek bu döneme ait bilgileri de kolaylıkla bulabilirsiniz. Nitekim bilimsel alanda gelişen zihniyet toplumun her evresine zuhur edeceği gibi onları çağın en gelişmiş medeniyeti yapmaya da yetecektir.

Antik Mısır inşaatlarında iskele, ağır yük kaldırımı için insan gücü merkezli rampalar, halatlı sarkaç ve vinçler kullanılmıştır. Bunun yanı sıra ağır sütunları hareket ettirmek için suyun kaldırma kuvvetinden yararlanılarak dizayn işlemlerine girişmişlerdir. Bugün bile Mısır Piramitleri’nin yapımlarıyla ilgili soru işaretleri bulunmaktadır. Bilimsel alanda yapılan çalışmalar insan gücüyle yapıldığını gösterse bile insanların tonlarca ağırlıktaki sütunları yontup, düzgün bir şekilde -tabiri caizse Lego gibi- kullanımı akıl dışı gelmektedir. Örneğin Mısır’ın en büyük piramitlerinden olan Keops Piramidi’nde iki buçuk milyon kireç taşı sütunu kullanılmış ve her bir sütun iki buçuk ton ağırlığına tekabül etmektedir. Örnekten de anlaşılacağı üzere eski insanlar çağının en ileri teknolojisine sahipti ve belki de ileri teknoloji onların sonunu getirdi. Şüphesiz ki doğa her zaman kendini yeniler.

Keops Piramidi

Antik Mısır’daki inşaat alanı bahsedildiği üzere bilimselliği ile doğru orantılıdır, nitekim bu yapıların belli bir plana ve mühendislik çalışmasına göre inşa edilmesi demektir. Bir yapı yapılacağı zaman çeşitli matematiksel ve geometrik işlemler kullanarak önce projesi çizilmekte, ardından inşaat replikası yapılarak çalışmanın güvenirliği sağlanmaktadır.

Mısır Uygarlığı Tarihi ve Gelişimi

Mısır uygarlığının bu denli gelişimi, içinde bulunduğu Mezopotamya coğrafyasıyla da ilişkilidir. Nitekim metal işçiliği ve tuğla inşaatının başladığı ilk yer Mezopotamya’dır. Mezopotamya coğrafyası içerisinde yer alan uygarlıklar/medeniyetler bilimsel anlamda tarihsel kümülatif birikimin ürünleridir ve her uygarlık bir önceki uygarlıktan izler taşır. Bu bilimsel anlamda olacağı gibi dinsel inançlara ve mitoslara kadar her alana iştirak etmiştir. İlklerin uygarlığı diye tanımlamasını yaptığım Sümerler bu konuda önemlilik teşkil etmektedir çünkü ilk yemek kitabı, ilk kadın hakları belgesi, ilk kadın şair, ilk dava dosyası, ilk okullar, ilk kitap cilt örneği, ilk vergi reformu, ilk ninni, ilk çiftçilik el kitabı, ilk hukuk kuralları, ilk vergi reformu, ilk şehir devletleri ve cezaevleri gibi toplumu ilgilendiren her alanda ilki gerçekleştirmiş ve bu ilerlemeyi diğer medeniyetlere miras bırakmıştır. Günümüzde de kullandığımız 60 tabanlı sayı sistemi “60 saniye 1 dakika, 60 dakika 1 saat”, çarpım tablosu, karekök ve geometri ölçümleri ilk olarak Sümer uygarlığında gelişmiştir.