Baharı Selamla

Bahar

Baharın Gelişi Neden Bu Kadar Önemli?

Neden baharın gelişi bu kadar önemli? Neden insanlar yüzyıllar boyunca bunu kutlamış? “Aslında cevabı çok insani; çünkü insanlar doğayla hep iç içe yaşadı.” Toprağı ekti, gökyüzüne baktı, rüzgârı dinledi. Kendini doğanın bir parçası olarak kabul etti insanoğlu yüzyıllarca. Bahar geldiğinde, doğa yeniden uyanıyor. Kışın ardından yeşeren ağaçlar, açan çiçekler bize şunu hatırlatıyor; her sonun bir başlangıcı var. Tarımla uğraşan bir toplumda bunun önemi çok daha artıyor. Tohumlar toprağa düşecek, mahsuller yeşerecek, hayat yeniden akmaya başlayacaktı. Yani bahar sadece mevsim değil; umut ve yeniden başlamak demekti. Belki de bu yüzden, dünyanın dört bir yanında insanlar baharın gelişini kutlamış. Hem de öyle sıradan kutlamalar değil, her biri kendi kültüründe anlam kazanmış, kuşaktan kuşağa aktarılmış.

Gelin, birlikte bakalım; kim, baharı nasıl selamlamış?

Bahar Kutlamaları

Nevruz (Türk Dünyası)

Mesela biz Türklerde, yani Türk kültüründe Nevruz var. 21 Mart’ta kutlanıyor ve adından da anlaşıldığı gibi "yeni gün" demek. Nevruz, ateşten atlamak, sofralar kurmak, geleneksel kıyafetlerle kutlamalar yapmak; hepsi bir araya gelip baharın gelişini karşılamaktır. Kısacası bir kutlamadan çok bir araya gelmek ve bir bütün olmayı göstermektedir.

Holi (Hindistan ve Nepal)

Biraz da Hindistan’a uzanalım. Orada Holi kutlanıyor. Her yer rengarenk oluyor, insanlar birbirine renkli tozlar atıyor. Hem Neşe hem Barış dolu bir festival. Eski dargınlıklar unutuluyor, insanlar yeniden dost oluyor çünkü bahar, arınmak ve tazelenmek için de büyük bir fırsat.

Hanami (Japonya)

Japonya’da ise işler biraz daha sakin ama oldukça zarif. Fakat aynı zamanda bütün Kiraz çiçekleri sakuralarını açıyor. İnsanlar parklara gidip çiçeklerin altında oturur, sohbet eder, piknik yaparlar. Doğanın güzelliğini izlerken hayatın geçiciliğini de düşünürler bir yandan. Yani bahar, hem huzur hem de farkındalık getirmektedir.

Paskalya (Hristiyan Dünyası)

Hristiyan dünyasında Paskalya çok anlamlı bir dönemdir. Hz. İsa’nın dirilişi anılır. Aynı zamanda doğanın yeniden dirilişiyle de örtüşür. İnsanlar ailecek kiliselere gider ve paskalya yumurtaları boyayarak hazırlık yaparlar.

Festival de los Patios (İspanya)

İspanya’da, özellikle Córdoba şehrinde, bahar çiçeklerle kutlanır. İspanyollar evlerini ve avlularını süslerler. Müzik, dans, flamenko… Tam bir görsel şölen! Baharın zarafeti burada, çiçeklerin içinde yaşar.

Primavera Festivalleri (Meksika)

Meksika’da insanlar Primavera zamanında beyaz giyinip antik tapınaklara gitmektedir. Ellerini göğe kaldırıp güneşin doğuşunu izlerler. Çünkü onlar için bahar; ruhun arınması, doğayla yeniden bağ kurmak demektir. Bu yüzden dans ederler ve güzel bir müzikle baharın gelişini kutlarlar.

Qingming Festivali (Çin)

Çin’deki Qingming ise daha dingin ama çok derin bir anlam taşır. Atalara saygı gösterilir. Mezarlar temizlenir, çiçek bırakılır, dualar edilir. Insanlar aileleriyle doğada vakit geçirerek bu Festivali bir arada geçirip eğlenirler.

Nerede yaşarsak yaşayalım, hangi dili konuşursak konuşalım, bahar hepimiz için bir şeyleri temsil ediyor: Umut, yenilenme, birlik, sevgi, doğa ile bağ kurmak... Çünkü hepimiz aynı döngünün içindeyiz. Aslında hepimiz her bahar yeniden doğuyoruz. Aynı doğa gibi, her baharda hem dünya hem de biz yenileniyoruz. Bu doğuş ise kutlamaya değer. İşte bu yüzden, baharın gelişi sadece bir mevsim değişikliği değildir. Bu, yaşamın devam ettiğinin, umudun asla bitmediğinin kutlaması olarak yüzyıllardır pek çoğumuzun hayatının içindedir ve olmaya devam edecektir.